"Merhaba, ismim Tuğçe Ela Gazi. Şu an 25 yaşında genç bir kadın olarak hikayemi yazıyorum.
Menenjiti 8-9 yaşlarımdayken çok şanslı bir şekilde geçirip atlattım. Hastalandığımda ailemle birlikte gece yarısını geçen saatlere kadar oturmuştum. Gözlerim kapanıyordu, daha fazla uykuya direnemedim ve uyumak için yatağıma gittim. O sırada boynumun ağrıdığını, sertleştiğini hissettim ve boynumun tutulduğunu düşünerek yatıp uyudum. Ama gece annemin ateşimi ölçmek istemesiyle uyandırıldım ve gerçekten ateşim vardı. Sabah hastaneye gitmek için evden çıkarken bir anda fışkırır şekilde kusmaya başladım.
Normal bir kusma şeklinde değildi. Hastaneye gittiğimizde kan tahlillerim yapıldı, sonuçları gören doktorum tam teşhis için belimden su alınması gerektiğini söyledi. Sanırım omurilikten alınan bir sıvıydı. Eğer test negatif çıkarsa iki gün hastanede kalıp sonrasında eve dönebilecektim. Beni odaya aldılar, kamburumu çıkarır gibi durup hiç kıpırdamamam gerektiğini söylediler. Belimden sıvı alındı, sonrasında hasta olduğum anlaşıldı ve 2 hafta hastanede kaldım.
Hastanede kaldığım süre boyunca özellikle bel ve vücut ağrım oldu. Hastalık öncesinde hafıza sorunum yoktu, fakat sonrasında hafızamın eskisi kadar iyi olmadığını fark ettim. Başka herhangi bir sorun yoktu. Erken tanı sayesinde hastalığı bu kadarı ile atlatmıştım. Bu hastalığın bir aşısı olduğunu hastalık geçirdiğimde öğrenmiştik, bu sayede küçük kardeşime aşısı yapıldı. Sizin sayenizde de bulaşıcı olduğunu, hatta türlerinin olduğunu öğrendim. Ama hastalıkla ilgili öğrendiğim en kötü şey, birine kök hücre nakli bağışı yapamayacağımdı. Yetkili kişi böyle bir hastalık geçirdiğim için bağış yapamayacağımı söylemişti.
İnsanlara, bu hastalığın kişiyi nasıl fiziksel ve zihinsel olarak etkilediği, hatta hastalığın ölümle bile sonuçlanabildiği, nasıl ciddi sorunlar oluşturduğu ve aşıyla önlenebilir bir hastalık olduğu kesinlikle anlatılmalı. Menenjit hafife alınmamalı."
Comments